FERİKÖYSPOR KULUBÜ TARİHÇE..



Feriköy nerdeyse İstanbul varolduğundan beri üzerinde insanların yaşadığı hatta bir dönem imparatorluğun tüm sebze ve meyve ihtiyaçların karşılandığı geniş ve bereketli topraklara sahip.İstanbul’daki Rumların nerdeyse tamamının yaşadığı bir semt olan Kurtuluş’un(Tatavla) kuzey ve doğu kısımlarına yaslanmış olan semtin 16.yüzyılda burada bulunan bir kiliseye atfen Aya Dimitri adını aldığı,19.yüyzyılın ortalarına kadar üzerinde yer yer küçük Rum köylerinin yer aldıgı bu bölgenin 1870’li yılların sonrasında,komşusu Tatavla gibi,meyhaneler ve içkili gazinoları ile ünlendigi,Fransız fakirhanesi’nin önünde sona eren yol üzerinde ayaküstü patates kızartması yapılan barakalarda ve meyve,karpuz,balık satıcılarıyla dolu olan bu bölgede ve o dönemlerde,küçük baruthanenin,1900lerin başında ise bir feshane’nin bulundu bilinmektedir.

1892 yılında isveçreli Bomonti kardeşlerin Feriköy’de kurdugu ve 1912 yılındada bugünkü yerine taşınan Tekel Fabrikası,1923 senesınde kurulan Mısırlı Trikotaj,1926 yılında Ergenokon Caddesinde kurulan ,Yenen Şark Çikolata Fabrikasıi,1926 yılında kuyulubağ sokakta açılan Yeni Türk mensucat fabrikası ve 1927 yılının mayıs ayında,Fırın sokakta açılan Nestle çikolata fabrikası Feriköy’ün saniyeleşme yolunda İstanbulun önde gelen semtlerinden birisi oldugu izlenimi vermektedir.

Doğu Akdeniz,kent ve adalarının uluslar arası ticarette etkin olmaya başladıgı dönemde Ege’deki tek Katolik adası olan tinos,yunan bağımsızlık savaşında Osmanlı’nun elinden çıkınca Ferry ailesine İstanbul yolu gözükür ve Katolik Ferry’ler kapağı,Latinlerin cirit attığı Galata’ya atıp ‘’Ferry et fils’’ adlı bir şirket kurarlar.

Ailemim reisi Pierre Ferry,Aya Stefanos(Yeşilköy) ta bir ev satın alır.Ferrylerim Fransada kalan kolundan olan ve o sıralar da Fransa Dışişleri Bakanı olan Jules Ferry yansıtmışsa,Ferry ailesinin istanbul’da kalan kısmı kendilerini tam bir Osmanlı olarak hissetmiş ve yıllarca imparatorluğun sanayi ve ticaretine olumlu katkılarını sürdürmüşlerdir.

Pierre Ferry,Pera’ya(Beyoğlu) çok uzak olamayan bir köyü gözüne kestirir, aynı zamanda padişah Abdülhamid’in de av köşkünün de bulunduğu bu bölgeden , bir av köşkü satın alır. İmparatorluğun gıda ihtiyacının bir bölümünün de sağlayan bu bölge, Ferry ile birlikte yeni satın aldığı av köşkünde günlerinin büyük bir bölümünü geçirmeye başlamasıyla birlikte İstanbulluların gözünde ‘’Ferry’lerin Köyü’’ olur ve FERRY KUEY olarak anılan yer, zamanla FERİKÖY Olarak anılmaya başlar. Bugünkü Latin Katolik mezarlığının olduğu yerde bulunan Ferry’lerin köşkü gibi yan komşularının gerçekten görülmeye değer güzellikteki bahçeleri ve bahçelerindeki karanfilleri sadece Feriköylülerin değil, civar bölgelerdeki halkında büyük bir beğenisini çekmekteydi. Ve dikkat çekici güzellikteki karanfillerin Kırmızı-Beyaz renkleri zamanla Feriköy’de kurulacak tüm takımlara ilham kaynağı olmuştur.

1839’da Gülhane hatt-ı hümayun’un ilanı ile tüm uyrukların din yada milliyet farkı gözetmeksizin eşit oldukarı açıklanıyordu. Resmen başlayan bu yenilik hareketinin bir neticesi olarak Osmanlı İmparatorluğu, İş ve daha müreffeh bir hayat arayan yabancıların da ideal yerleşim yeri olmuştu.

19.yy ortalarında Feriköy semtinin gelişimi bu göçmenlerin kitlesel gelişine rastlar. Küçük Taksimin ötesinde uzanan ve o zamanlar iclaliye adını taşıyan kırlık tepelik bu yeşil bölge, 1860’lara doğru yavaş yavaş , istikrarlı bir şekilde yerleşime açılmaya başladı. Taksim’in ötesinde uzanan bu ıssız ve uzak bölge yararsız ve istikbalsiz sayılıyordu.Eğer bu bölgede 1870 senelerinde nüfusun artacağı tahmin edilebilseydi, her halde ayaspaşa mezarlığı Feriköy’e taşınmazdı diyen istanbul’da yaşayan Fransa büyükelçisi Belin’in, Fransız hükümetine yazdığı 5 Ekim 1872 Tarihli Mektubunda;

Hem kamu sağlığı, hem dinsel kurallar gereği, eski İstabnul Latin Mezarlığı on üç yıl önce Pera Büyük Mezarlığından Feriköy’deki bugünkü yerine taşınmıştı; yeri Osmanlı yönetimi göstermişti.Ama bir tepenin üzerinde bulunan ve o zaman kırlık olan söz konusu yerin görüntüsü, özellikle son aylarda değişmeye başlamıştır. Orada her gün yeni evler yükselmektedir.Dört beş sene sonra veya daha kısa bir zamanda Feriköy Latin Mezarlığı Kalabalık bir semtin ortasında kalacaktır’’ niketim Fransız hükümetine yazılan mektubun doğruluğu çok kısa bir süre sonra ortaya çıkmış Anadolu’dan ve imparatorluğun diğer yerlerinden gelerek bölgeye yerleşen insanlar, Feriköy semtinin temelleri atarken, bugün hala devam etmekte olan dinlerin kardeşliğinin en güzel örneği bu bölgede yaşanmıştır, bunun en güzel örneklerini ise Feriköy Kulübünün 1937-43 yılları arasında, Rumların kulübü olarka bilinen Kurtuluş Kulübü ile birlikte liglere katılımında ve 1947 kuruluşunda beş kurucu üyesinden, bir tanesinin ermeni kökenli Serope Kalender olduğu örneklerinde görebiliriz.Yıllar boyunca kulübümüzde yöneticilik yapan Jirayr Metinler, Bogos Monosyanlar, Avraam Değirmencioğulları ile bu forma için ter akıtan Alekolar, Panayotlar, Tomazalar, Kostalar sadece kulübün üyeleri ve sporcuları olarak kalmamış aynı zamanda tüm Feriköylülerin kalplerinde yer etmişlerdir.

Bu insanların oluşturduğu ve yakın zamanda nüfusunun çoğunluğunu Rum ve Ermeni vatandaşlarımızın teşkil ettiği Feriköyde, gençler arasında bir futbol takımı kurulması fikri ilk kez, 1919 yılında bayram yerindeki kahvehanede gerçekleşmiş ve kırmızı-Yeşil renklerle Feriköy-İclaliye takımı meydana getirilmiştir,Türkiye de futbolun yabancılar tarafından oynanmaya başladığı 1900’lü yılların başından itibaren Feriköylü gençlerin de daima içinde var olan futbol sevgisi, o yıllarda gerek Abdülhamit döneminin jurnalci politikaları, gerekse bitmek bilmeyen savaş yılları yüzünden bir türlü gerçekleşememişti. İşte Türkiye’de gerçek anlamda bir spor kulübü olarak kurulan ilk on kulüpten biri olan (Bknz. Türk Futbol Tarihi) ve kurulduğu yıllarda amacı sadece semtin gençlerinde spor yapma imkanı sağlamak olan, zaman içersinde ise yakaladığı başarılar neticesinde ünü ilçesi Şişli’yi değil, İstanbul’u aşıp tüm ülkeye yayılan Feriköy Spor Kulübünün macerası da o yıllarda başlamaktaydı. İlk kez kurulan bu kulüpte sadece futbol değil, futbolun yanı sıra atletizm ve boks da yapılmaktaydı.

Aslında Bugünkü Feriköy Spor Kulübünün temellerini teşkil eden ve daha sonraki yıllarda da aynı sporcu ve yönetici kadroları ile kurulan Feriköy-İclaliye kulübü semtimizde kurulan ilk spor kulübü olması sebebi ile de yapılan tarihi bir hatanın düzeltilmesi gerekliliğini göstermektedir.Tarihi belgelerden görüleceği gibi Feriköy Spor Kulübün gerçek kuruluş tarihi 1919 yılıdır ve bu şekilde tescil edilmesi gerekmektedir.

Ercan Bodur'a Teşekkür Ederiz.










Eyüp CAN ÇALIŞ

1993 yılında İstanbul'un Şişli ilçesinde dünyaya gözlerimi açtım.Ailemin tekne kazıntısı tabiriyle, en ufakları benim. Hayatı en sevdiği kişiyle beraber geçirmeyi seven, insancıl, neşeli, yerine göre tatlı biber, siyah saçlı, kahverengi ( kimisi bal rengi der) gözleri ve cilleri olan biriyim.

    Blogger Comment
    Facebook Comment

0 Yorum:

Yorum Gönder